Showing posts with label cemiyet. Show all posts
Showing posts with label cemiyet. Show all posts

Wednesday, 16 December 2009

Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti Kuruldu [19 Eylül 1908]


Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti, 19 Eylül 1908 tarihinde Şeyh Abdülkadir ve Prens Emin Bedirxan tarafından İstanbul-Vezneciler’de kuruldu. Farklı politik görüşleri birleştiren dernek çok sayıda üyeye sahip oldu. Derneğin programı şöyleydi: Okullar açmak, Kürtleri idarî ve yargı görevlerine atamak, Kürtçe dilini resmi dil olarak kabul ettirmek, Kurdistan’ın muhtelif şehirlerinde üniversiteler açmak, anadilde siyasi gazete ve dergiler çıkarmak, mecliste Kürt temsilcilerinin de sürekli olark bulunmasını sağlamak, Kürdistan’da ekonomiyi canlandırmak…
Dernek, 9 Kasım 1908′de İstanbul’da “Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti” adıyla bir gazete çıkardı. Gazete,haftalık ve sekiz sayfa olarak yayımlandı. Ancak dokuz ay yayımlanabildi. Kültür ve eğitim içerikli makaleler gazetede önemli yer işgal ediyordu. Dikkat çeken makalelerin yazarları Said-i Kurdi (Bediüzzaman Said-i Nursi), İsmail Hakkı Babanzade ve ulusal hareketin diğer etkili düşünürleriydi.
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti 25 Eylül 1908′de de siyasi bir kulüp açtı. Dernek, kulüp örgütleriyle İstanbul dışında Diyarbekir, Bitlis, Musul ,Bağdat,Muş ve Erzurum’da politik faaliyetlerini sürdürdü. Bitlis kulübü en büyük ve en tesirli olanıydı. Rus Bitlis Konsolos yardımcısı Akimoviç hazırladığı raporda kulübün üye sayısının binlerce kişiye ulaştığını belirtiyordu. Kulübün üye sayısı Mart 1909′da 80 bini buldu. Jön Türkler,1909′dan itibaren bütün Kürt kulüplerini adım adım kapatmaya başladılar. 1909 yılının Temmuz ayında Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ve gazetesi varlığına pratik olarak son verdi.
Örgüt sadece belli eğitim çalışmalarını sürdürebildi. Dernek mensuplarının en büyük ideallerinden biri de Kurdistan’da okuma-yazmayı yaygınlaştırmaktı. Dernek bünyesinde görevi okul açmak ve Kürtçe kitaplar basmak olan “Kürt Neşri Maarif” derneği kuruldu. İlk Kürt okulu 1910 yılı başlarında Divanyolu semtinde açıldı ve kısa bir süre sonra kapattırıldı.
KÜRT TEAVÜN VE TERAKKİ CEMİYETİ NİZAMNAMESİ*
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti Nizamnâmesi Tarih-i tesisi: 19 Eylül sene 1324
Cemiyet’in merkezi Vezneciler’de daire-i mahsûsadır.
Dersaâdet, Kasbar Matbaası, Bâb-ı Âli Caddesi’nde numro 25 1324
Tarih-i Tesisi: 19 Eylül 1324 [1908]
Maksad-ı Tesis
Madde 1 - Ahkâm-ı celile-i İslâmiyeye muvafık ve saadet-i milletle selâmet-i vatanı mütekeffil olan Kanûn-ı Esâsî’nin kavaid-i muhassenatım bu hakayıka vakıf olmayan birtakım Kürtlere tefhim ve Osmanlılik sıfat-ı mübeccelesini daima muhafaza ile beraber din ve devletin yegâne medar-ı terakki ve hayatı bulunan usûl-u meşrutiyet ve meşveret muhafaza ve idame edildikçe makam-ı hilâfet-i kübra ve saltanat-ı uzmaya Kürtlerin revabıt-ı vesikasım teşyit eylemek ve vatandaşları olan Ermeni ve Nasturi ve akvam-ı saire-i Osmaniye ile hüsn-i imtizac ve muaşeretlerini bir kat daha takviye ve tezyid ve kabail ve aşair arasındaki bazı gûna münaferet ve ihtilâfı izale ile cümlesinin bir merkez-i meşru-i ittihâdda hemdest-i terakki olmaları esbabını temin ve maarif ve sanayi ve ticaret ve ziraatı neşr-ü tevsi’ etmek mekasıd-ı esâsîyesi üzerine “Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti” nâmıyla bir cemiyet-i hayriye teessüs edilmiştir.
Madde 2 - Cemiyet; “Heyet-i İstişare”, “Heyet-i İdare” nâmıyla azamî olarak kırk zatdan müteşekkil ve sair aza-yı muavine ile Ekraddan mürekkebdir. İşbu heyet-i istişare ile heyet-i idarenin ikisine birden “heyet-i umumiye” denir.

Heyet-i İstişare
Madde 3 - Heyet-i İstişare Kürt meşayih ve eşraf ve erbab-ı fıkr ü kaleminden fevkalâde haiz-i şöhret ve haysiyet olan zevattan yirmi beş kişiden ziyade olmamak üzere teşekkül etmiştir. Heyet-i istişareye aza olabilmek içün evvelâ İstanbul’da mukim ohnak, saniyen yirmi beş yaşından dûn olmamak, salisen su-i ahval ile müştehir olmayıb herhalde mekârim-i ahlâk ile muttasıf bulunmak, rabian cünha ve cinayetle mahkûm olmamak, hamisen ûlemâ ve meşayih ve eşraf ve erbab-ı fazl ü kemâlin haiz-i şeref ve itibar olanlarından bulunmak şarttır.

Heyet-i İdare
Madde 4 - Cemiyetin onbeş kişiden ibaret “Heyet-i İdaresi” İstanbul’da mevcut Kürt ûlemâ ve meşayih ve eşraf ve erbab-ı fıkr ü kalemiyle sair efrad-ı Ekraddan mürekkeb ve Ayasofya Camünde müctemi’ meclis-i umumice intihab ve tevkîl kıhnan bir heyet-i müntehibe tarafından ârâ-yı hafıye ile ekseriyet kazananlardan inti.hab ve tayin edilmiştir.
Madde 5 - Heyet-i idare, cemiyete ait umur ve muamelâtı ifa ve temşiyete ve bu babda icab eden mukarreratı ittihâza ve şubelerle muhabereye memurdur. Heyet-i İdare halledemediği umur-u mühimme ve fevkalâdeyi Heyet-i İstişare ile birleşerek müzakere ve ittihâz-ı mukarrerât eder. Heyet-i İdareye aza olabilmek içün evvelâ İstanbul’da mukim olmak, saniyen yaşı yirmi beşden dûn olmamak, salisen mekârim-i ahlâk ile muttasıf olub su-i ahval ile müştehir, cünha ve cinayetle mahkûm olmamak, rabian Türkçe ve Kürtçe lisânlanyla tekellüm ve tahrire muktedir olmak lâzımdır. Kürtçeyi bilmediği takdirde elsine-i saire-i mütedavileden birine güzelce vakıf olmak lâzımdır.
Madde 6 - Aza-yı muavine olmak içün evvelâ hüsn-i hal ile ma’nıf olduğu Heyet-i İdare veya İstişare veya diğer aza-yı muavineden üç zat tarafından tahakkuk etmek, saniyen kalemen ve fıkren yahut haysiyeten ifa-yı hizmet ve muavenet edebilmek, salisen yirmi yaşını ikmal etmiş olmak, rabian bir gûna cinayet ve cünha ile mahkflm olmamak lâzımdır. Evsaf ı mesnıdeyi haiz olan zat heyet-i umumiyenin ekseriyet-i ârâsıyla intihab ve ta’yin edilir. Bunlar daimî olub bir sebeb-i meşru’ olmadıkça ve heyet-i umumiyenin ekseriyet-i ârâsına iktiran etmedikçe azalıktan çıkanlamaz.

İçtimaat
Madde 7 - Heyet-i umumiye lâakal ayda bir def a bilictima heyet-i idarenin hall ve tesviye edemediği mevadd-ı mühimme ve fevkalâdeyi ekseriyet-i mutlaka ile ittihâz-ı mukarrerât eder. Heyet-i umumiyede riyaset elifba tertibi ile heyet-i istişare azalan tarafından bilmünavebe ifa edilir. Tesavî-i ârâ vukuunda ictimada riyaset eden zatın reyi iki itibar olunur. Heyet-i umumiyeden yirmi bir aza hazır olmadıkça ârâya müracaat edilmez. Rey-i hafıye müracaat içün o celsedeki aza-yı mevcudenin sülsünün teklifı şarttır.
Madde 8 - Heyet-i idare lâakal haftada iki def a ictima ederek müzakeratı o günkü celsede elifba tertibi ile bilmünavebe kendi beynlerinde bir reis tarafından idare ve her celse içün aynı suretle hareket edilir. Sülsan-ı aza hazır olmadıkça ârâya müracaat edilmez ve âtideki mevadd-ı istisnaiyede ma’ada hususatda o celsedeki aza-yı mevcudenin ekseriyet-i ârâsıyla karar verilir. Rey-i hafıye müracaat etmek içün o celsede mevcut azanın sülsünün teklifı şarttır.
Madde 9 - Meclis-i umumî, heyet-i istişare ve heyet-i idare ile aza-yı muaveneden mürekkebdir. Heyet-i umumiye iki sene müddetle müntehib olduklanndan inkıza-yı müddetlerinde yerlerine evsaf-ı lâzıma-i salifeyi haiz zevatı meclis-i umumî rey-i hafı ile her heyet içün ayn ayn intihab icra eder. Müddeti munkazi zevat tekrar intihab hakkını haizdir.
İşbu meclis-i umumî mümkün olduğu halde azadan olmak şartıyla ikiyüz kişiden dûn olmayacaktır. Cemiyetin mühr-ü mahsûsuyla mehtum olarak verilecek talimat dairesinde ifa-yı nesayih ve hizmet içün vilâyete gönderilmesi lâzım gelen zevat ekseriyetle aza-yı mümaileyhden tercihan intihab olunur. Aza menafı’-i umumiyeye ait hususatta cemiyetle muhabereye mezundurlar.
Madde 10 - Cemiyet Dersaâdet’de Kürtçe ve Türkçe şimdilik haftada bir defa münteşir bir gazete tab’ edecektir.
Madde 11 - Cemiyet Kürtçe lisânı üzere tedrisat-ı ibtidaiyeyi teshil içün lisân-ı Kürdiyi tedvîn ve Kürtçe sarf ü nahvı mükemmel bir kamus tertîb ve temsîl ve akaid-i diniye ve fünûn-u mütenevviaya dair âsâr tahrir eyleyecek veya ettirecektir. Kürtçe en güzel ders kitablan telife muvaffak olanlara heyet-i umumiyenin tensibi ile münasib ikramiyeler itasıyla icra-yı teşvikat edecektir.
Madde 12 - Cemiyet Maarif Nazın nezdinde icra-yı teşebbüsat ile icab eden yerlerde mekâtib-i ibtidaiye-i rüşdiye, idadiye ve âliye küşad ettirmeğe gayret edecektir. Maarif nezaretinin küşad edemiyeceği mahallerde cemiyet bu noksam telâfiye ve medaris-i münderiseyi ihya içün Maarif Nezaretine muavenet hususunda ibraz-ı himmet edecektir.
Madde 13 - Cemiyet lisân-ı resmî olan Türkçeyi mekteblerde ve Kürtler arasında talim içün son derecede çalışacaktır.
Madde 14 - Şimdiye kadar matbu’ ve gayr-ı matbu’ ne kadar âsâr-ı müfıde-i Kürdiye varsa cem’ ve telfık ve neşr ü tedris edilmeğe ve edebiyat-ı Kürdiyenin bir tarihçesini tedvin-i neşre itina edilecektir.
Madde 15 - Cemiyet Kürdistan’a zevat-ı münasibe i’zam ederek Kürtlerle Enneniler ve milel-i saire arasında ve Kürt aşairinin yekdiğeri beyninde tezyid-i itilâf esbabım tahaıri ve temin ve nesayih-i lâzıma icra edecek ve bu babda hükûmat-ı mahalliye ile ûlemâ ve meşayih ve rüesanın nüfuz ve haysiyetinden istifadeye çalışacaktır. Binâenaleyh bu hususda Ermeni cemiyetlerinden dahi istifade edilmek üzere Dersaâdet’de Kürtlerle Ermenilerden mürekkeb bir heyet-i muhtelite teşkili ile bu maksadın behemehal vücuda gelmesine bezl-i mesaî edecektir.
Madde 16 - Kürtlerin terbiye-i fıkriye ve ictimaiyeleri elzem olmasına nazaran gerek bu ilk meclis-i mebusan gerek âtiyen intihab edilecek mebusan meclisleri içün Kanûn-ı Esâsî’nin bahş ettiği hukuku bihakkın muhafaza ve müdafaa edebilecek ihtiyacat-ı memlekete vakıf ve münasib aza intihabına himmet ve bu babda icab eden programlan tanzim ve neşriyat-ı muktaziye ifa edilecektir.

Şuabat
Madde 17 - Cemiyetin Kürtlerle meskfûn vilâyet ve sancak ve kazalarda birer şu’besi olacakdır. Bu şu’belerin her birinin birer heyet-i istişaresi ve idaresi ve aza-yı muavinesi olacaktır.
Bu şu’belerin cümlesi İstanbul’daki merkez-i umumiye merbut olub Dersaâdet’deki bu merkez-i umumiden bilmuhabere alacaklan talimat dairesinde ifa-yı vazife etmekle mükelleftir. Bu şu’beler sarfıyat-ı muktaziyesini merkez-i umumiye bildirecek ve o halde merkez-i umumi ile bihnuhabere ittihâz olunacak karara ve alınacak muvafakata göre icra eder. Şuabatdaki intihab merkez-i umumideki intihabatın usûlüne tabidir. Mikdar-ı aza her yerin icabât-ı mahalliye ve mevki’esine tabidir.

Varidat
Madde 18 - Cemiyetin varidatı heyet-i umumiye ile aza-yı muavinenin kudret-i maliye ve hamiyyet-i milliyeleri nisbetinde verecekleri duhûliye ve şehriyelerden gazete bedelâtı ve kütüb-ü mütenevvia esmanından ve erbab-ı hamiyyet tarafından ita edilecek nakdi ve gayr-ı nakdi tebeıru’ ve ianelerden ibarettir.

Mevadd-ı Şetta
Madde 19 - Cemiyetin muvazzaf bir kâtibi ile muvazzaf ve mütekeffıl bir muhasib ve veznedan bulunacak ve bir daire-i mahsûsasıyla bir mühr-i resmisi olacaktır. Kâtib ve muhasib ve veznedar lıer gün devama mecburdur. Cemiyet kasasında elli liradan fazla para bulunnıayacak ve mütebakisi bankaya tevdi’ ve tenmiye edilecektir.
Madde 20 - Heyet-i Umumiye azasıyla azadan birinin ahkâm-ı islâmiyeye ve kavaid-i ahlâkiyeye sarihan mugayir ve işbu nizamnâmeye muhalif hâl ü haraketi meşhud oldukda vuku’bulacak şikâyet ve teklif üzerine heyet-i umumiyeden üç aza tarafından icra edilecek tahkikat-ı ibtidaiye mucibince ve sülsan-ı ekseriyetle azalıktan afv edilecegi gibi bilâ mazeret-i meşru’a ayda dört ictima’da isbat-ı vücûd edemeyen aza münkazi addedilerek yerine diğeri intihab edilecektir.
Madde 21 - Azadan iki zât ve muhasebecinin mühürleriyle cemiyetin paralan ahz ü kabz ve bankaya tevdi’ olunacaktır. Ve akçe verecek olanlara cemiyet tarafından meclis-i idarenin mühr-ü resmisini havî bir makbuz verilecektir. Heyet-i umumiye azasından müntehib üç zât tarafından her ay nihayetinde mevcud sandık ta’dad ve hesabat tetkik edilecektir. Altı ayda bir kere varidat ve mesarif muvazanesi cetveli tanzim ve gazete ile ilân edilecektir.
Madde 22 - Eshab-ı maaşdan olanlar maaşlanndan asgarî yüzde iki, vesaireleri on kuruşdan dûn olmamak üzere şehrî bir miktar para vereceklerdir.
Madde 23 - Menafı’-i umumiyeye ait bir husus içün cemiyet tarafından tebligat ifası iktiza etdiğinde o mahalce aza-yı istişareden hangi zâtın şeref ve itiban daha ziyade mer’î ise tebligat-ı vakıaya o zât tavassut edilecektir.
Madde 24 - Memalik-i Osmaniyenin Kürtlerle meskûn vilâyetlerinde mütemekkin ahaliden herhangi birinin Kanûn-ı Esâsî ve nizamat-ı mevzu’ası hilâfında mazlum olduğu veyahut Kürtlerden herhangi birinin anasır-ı saire mensublarından hangi birine zulm ettiği biltahkik orada bulunan şu’be vasıtasıyla mezalim-i mütehakkika-i vakıanın ref ü izalesi hususunda müracaat vuku’unda cemiyetimiz yine kanun dairesinde hükfımet-i seniye nezdinde teşebbüsât-ı lâzımada bulunacaktır. Cemiyete mensub olmayıb da cemiyete atfen bazı ahvâl ve harekâta tasaddi edenlerden dolayı cemiyet her türlü mesuliyeti reddettiği gibi cemiyete mensub olub mensubu olduğu şu’benin ma’lûmat ve mesleği haricinde hod-be-hod teşebbüsatda bulunanlar azalıktan afv edilirler.
Madde 25 - İleride icab etdikce işbu nizamnâmenin mukteza-yı hâl ü maslahata göre ve heyet-i umumiye azasından dört zâtın teklifı ile ve sülsan-ı ekseriyetle ta’dil ve yeniden bazı mevad ilâvesi caizdir.
Madde 26 - İstifa, gaybubet-i mecburiye, infisâl ve vefat vuku’unda heyet-i istişare ve idare azasından her biri on zatın ism ü şöhretini mübeyyin birer cetvel tanzim ve evvelce ihzar edilib boş olduğu muvaceheten bilmuayene anlaşılan bir sandıka serren vaz’edilecek ve muvacehe-i umumiyede küşad edilerek en çok rey kazanan azalığa dahil olacaktır.
Madde 27 - Cemiyet bilcümle hükûmat-ı meşrutada bu gibi cemiyetler hakkında cari olan usûl ve âdâta tabiyet eder.

Nizamnâmenin 7′nci maddesine zeyl:
Cemiyetimiz, merhum Şeyh Abdullah (Tarık Zafer Tunaya böyle yazıyorsa da doğrusu Şeyh Ubeydullah’tır.) Efendizâde Seyyit Abdülkadir Efendi Hazretlerini riyaset-i ulâya ve Damad-ı Hazret-i Şehriyârî merhum İsmail Paşazâde Müşir Ahmet Paşa Hazretlerini de riyaset-i saniyeye intihab etmiştir. Riyaset-i ulâ müşariı’n-ileyh Abdülkadir Efendi Hazretlerinin zâtıyla kaim ve kendilerine münhasırdır. Gaybubet-i âliyelerinde müşarün-ileyh Ahmet Paşa Hazretleri ifa-yı vekâlet buyuracaklardır.
* Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, c. I, Hürriyet Vakfı Yayınlan, İstanbul, 1984, s. 409-413
KTTC Nizamnâmesi’nin kapağının kopyası için bak. Mehmet Bayrak, AçıkGizli/Resmi-Gayriresmi Kürdoloji belgeleri, Öz-Ge Yayınlan, Ankara, 1994, s. 598
Malmîsanij, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ve Gazetesi, Spånga, 1998, 158 s. (s 92-96)

Osmanlı’da İlk Yasal Kürt Cemiyeti Kuruldu [1900]


1514’te Çaldıran Savaşı ile büyük bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçen Kürdistan coğrafyası, 1639’da Osmanlılar ile Safeviler arasında imzalanan Kasr-ı Şirin ile ikiye bölünmüştü.Idrîsê Bedlîsî, Mehemed Paşayê Bekrî (Bıyıklı Mehmed Paşa), Şerefxan ve Bedirxan gibi beyler tarafından Kürdistan eyaletinde yönetilen Kürtler, Osmanlı’nın yıkılışına doğru çeşitli siyasî örgütlemelere gittiler ve Osmanlı’daki diğer halklar gibi bağımsızlık istemlerinde bulundular. Bu istemlerini resmî örgütlerle duyuran Kürt halkının Osmanlı’daki ilk yasal örgütü, 1900 yılında İstanbul’da kurulan Kürdistan Azm-i Kavî Cemiyeti‘dir. Cemiyetin kurucusu Diyarbekirli Fikri Efendi, en aktif üyesi ise 1910 yılında kurulan ve Kürt çocuklarının gittiği Meşrutiyet Mektebî’nin müdürü Kürdizade Ahmed Ramiz’dir.
Kürdistan’da kurulan ilk cemiyet ise 1908 yılı Mayıs ayında Diyarbekir’de kurulan Osmanlı Kürt İttihat ve Terakki Cemiyeti’ydi. Bu cemiyetin, 21 Mayıs 1889’da II. Abdülhamit’e karşı gizli olarak kurulan ve o tarihlerde Türkçülerin eline geçmiş olan Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti’nden ayrılmış Kürtler tarafından kurulduğu ve kısa bir süre sonra kapatıldığı bilinmektedir.
19 Eylül 1908’de, İstanbul’da Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti kurulmuştu. Cemiyetin başkanlığına ömür boyu başkan kalmak üzere büyük Kürt lideri Şêx Ubeydullahê Nehrî’nin oğlu ve onunla birlikte isyanda bulunmuş olan Seyid Abdülkadir seçilir. 1910 yılında Kürtçe eğitim ve kitaplarla ilgilenmek üzere Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti, 1912 yılında ise İstanbul’daki öğrencileri bir araya getiren ve Ömer Cemil Paşa’nın yönettiği, Hêvî Kürt Talebe Cemiyeti kurulur. Aynı yıl Mela Xidir (Molla Hıdır) Amerika’da yaşayan Kürt toplumu tarafından desteklenen Kürdistan Muhibban Cemiyeti‘ni kurar. Bu cemiyetin genel sekreterliğine Kürt vatanseverliğinin yılmaz savunucularından Nuri Dersimi getirilir. Kendisi Türk olan Filozof Rıza Tevfik ise bu derneğin üyelerinden biridir.
Sadî Korê Paloyî (Palulu Kör Abdullah Sadi) tarafından Caddebostan’daki merkezinde faaliyet gösteren Kürdistan Teşrik-i Mesai Cemiyeti ise 1912’de kurulmuştur (Bazı kaynaklarda bu tarih sehven 1921 olarak yazılmıştır). Cemiyet, daha sonra Hêvî Kürt Talebe Cemiyeti ile birleşerek kendisini fesheder ve Kürt İrşat ve İrtika Cemiyeti‘nin kurulmasına katkıda bulunur. Bu örgütün en büyük destekçisi Seyit Abdülkadir, genel başkan yardımcısı ise Serbestî gazetesi sahibi dönemin entelektüellerinden Mewlanzade Rifat Bey’dir. Bu derneğin tüzüğünde en dikkat çeken şey derneğin hiçbir siyasi faaliyette bulunmayacağı ve siyasi hiçbir fikrin güdümüne girmeyeceğini beyan etmesidir.
17 Aralık 1918’de başkanlığına Seyid Abdülkadir’in, genel sekreterliğine Hüseyin Şükrü Bey’in, yönetim kuruluna da Dr. Şükrü Sekban, Muhittin Namî, Babanzade Hikmet Bey ile Aziz Bey’in atandığı Kürdistan Teali Cemiyeti kurulur. Bu cemiyetin kapatılmasına 11 Ekim 1920’de Osmanlı yönetimi karar vermişse de cemiyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu güne kadar faaliyetlerine aralıksız devam eder; nitekim Kürdistan Teali Cemiyeti, ‘zararlı cemiyetler’ listesinde en başta olacaktır. Jîn dergisi bu cemiyetin yayın organıdır, son dönemde ortaya çıkan bazı belgeler bu cemiyetin İstanbul’da 15.000, Bitlis’te 34.000 üyesinin bulunduğunu gösterir. Bu dernek aynı kadro tarafından ve aynı zamanda kurulan Kürdistan Cemiyeti ile organik bağından dolayı aynı dernek olarak görülür. 1919′da Kürdistan Teali Cemiyeti’nden kopan bir grup tarafından kurulan Kürd Teşkilat-ı İçtimaiye‘nin başkanlığına da Emin Ali Bedirxan getirilir. Bu cemiyetin önde gelenleri Şükrü Baban, Fuad Baban, Hikmet Baban, Dr. Abdullah Cevdet, Dr. Şükrü Sekban, Bitlisli Kemal Fevzi, Ekrem Cemil Paşa, Kerküklü Necmettin Hüseyin, Mewlanzade Rifat ve Memduh Selim Bey’lerdir.
Memduh Selim Bey’in öncülüğünde 1919 Ağustos’unda Kürt aydınları Kürt Millet Fırkası (Ulusal Kürt Partisi) adıyla bir parti kurarlar. Kürtlerin kurduğu ilk ve Kürt ismini kullanmış tek siyasi partisi olan Kürt Millet Fırkası’nın ilk genel başkanı Kerküklü Necmettin Hüseyin’dir. Bitlisli Kemal Fevzi, Babanzade Aziz ve Memduh Selim Bey derneğin en aktif kurmaylarıdırlar. Parti, varlığını 1927′deki Xoybûn kongresine kadar sürdürmüştür.
Kürt kadınlarının İstanbul’da kurduğu ve kuruculuğunu Kürt Mustafa Paşa Yamulkî’nin kızı Dr. Encum Yamulkî’nin yaptığı Kürd Tealî Nîsvan Cemiyeti, Mayıs 1919’da kurulur ve 20 Haziran 1919’da okutulan bir mevlit ile faaliyetlerine başlar.
1919′da Diyarbekir ve Urfa’da kurulan Kürt Klubü ise Türkler ve diğer halklarla birlikte bir kurtuluş savaşı önermekte ve Türk İttihatçılarla ortak hareket etmekteydi. Diyarbekir’de Pirinççizade Fevzi Bey, Urfa’da ise Şeyh Savfet (Yetkin) bu örgütün önemli isimlerindendi ve her ikisi de Osmanlı’nın son, Türkiye Cumhuriyeti’nin de ilk dönemlerinde mebus olarak görev yapmışlardı. Urfalı Şeyh Savfet, 52 arkadaşıyla birlikte Hilafetin kaldırılmasını talep etmiş ve Bediüzzaman Said-i Kurdi (Nursî) ile birlikte Dar-ul Hİkmet-il İslamiye adlı akademide görev yapmıştı.
1919 yılında kurulan bir diğer dernek ise Kürt Tamim-i Maarif ve Neşriyat Cemiyeti‘dir. Kürt Teali Cemiyeti’nin kültürel amaçlı yan örgütü olduğu sanılan bu örgütün dernek başkanı Müküslü Hamza’dır. Derneğin en önemli etkinliklerinden biri, Ehmedê Xani’nin Mem û Zîn adlı destanını ilk kez kitap olarak İstanbul’da yayınlamasıdır. Jîn dergisinin 6. sayısında cemiyetle ilgili şu habere rastlanmaktadır: “Kürt dili, tarihi ve coğrafyası ile ekonomi ve sosyolojisine ilişkin incelemelerde ve yayında bulunmak ve Kürdler arasında çağdaş bilimleri yaygınlaştırmak üzere, Kürt Tamim-i Neşr-i Maarif Cemiyeti adıyla bir bilim derneğinin kurulması hakkındaki hazırlıklar son bulmuştur.”