Wednesday, 16 December 2009

Botan’da Bir Kürdistan Hükümeti [1842]

Fotoğraf: 1880'lerde İstanbul'da bulunan Bedirxanîlerin önde gelenleri toplu halde. Oturanlar (soldan sağa): Emin Ali Bey, Ali Şamil Paşa, Bahri Bey. Ayaktakiler (soldan sağa): Murat Remzi Bey, Hasan Bedirxan, Mikdat Mithat Bedirxan ve Kamil Bedirxan.

Botan’da Bir Kürdistan Hükümeti [1842]
14 Temmuz 2008 KurdistanTime
1803 yılında Cizre’de dünyaya gelen Bedirxan Bey, 18 yaşında (1821) Botan Emirliği’nin başına geçti. Bedirxan Bey çok genç yaşta olmasına rağmen, çevredeki Kürt beylerine iktidarını kabul ettirdi. Osmanlıya asker ve vergi vermeyi reddetti ve bağımsız bir ordu kurup kendi emirliğinin içerisine yeni topraklar katarak genişlemeyi sürdürdü. Kısa bir süre içerisinde Bitlis, Hakkâri, Muş, Van ve Kars Kürt beyleriyle ittifak sağlayarak Osmanlı eğemenliğine karşı Peymana Pîroz’u (Kutsal Anlaşma) gerçekleştirdi.
Bu birliğe Doğu Kurdistan’ın en büyük Kürt beyliği olan Erdelan Beyliği’ni de dahil ederek, aşiretlerden ortak bir ekip kurdu ve kaleleri gözden geçirip yeni kaleler inşaa etti. Kurulan ordunun askerî gücü arttırılarak, Cizre’de biri barut diğeri tüfek üreten iki atölye kurdu. Yerli uzmanların yetişmesi ve modern savaş taktiklerini öğrenmeleri için Avrupa’ya öğrenciler gönderdi. Ermeni ve Asurilerle antlaşmalar imzalarak onların güçlerini yanına aldı ve Kürtler için gayri müslimlerle evlenmeyi serbest bıraktı. Osmanlı’nın aldığı vergiden çok daha az bir oranla vergi aldığı için halkın sempatisini topladı böylece civar halkların topraklarını da beyliğine kattı. En büyük hayalinin Karadeniz ile Van Gölünü tıpkı yine o zaman yapımı konuşulan Süveyş gibi bir kanalla birleştirerek denizlere açılmak olduğu söylen Bedirxan Bey, ticaretin gelişmesini sağlamak için Van Gölü’nde deniz taşımacılığını geliştirdi ve modern gemi inşa tekniklerini öğrenmeleri için de 140 öğrenciyi İngiltere’ye gönderdi.
Nihayet 1842 yılında bağımsızlık ilan eden Bedirxan Bey, Cizre’yi başkent yaptı Kurdistan bayrağı çekildi. Kürt liderler, Kurdistan hükümetini koruyacaklarına ve Bedirxan Bey’i destekleyeceklerine dair and içtiler. Süreç, Kürt coğrafyasının Osmanlı’dan ayrılması doğrultusunda gelişiyordu. Bu da İstanbul’un yanı sıra bölge üzerindeki çıkar dengelerini sarsacağı için Avrupa devletlerini ürkütüyordu. Batılı misyonerlerin teşvikiyle, Asuriler, Bedirxan Bey ile olan anlaşmalarını bozarak ona olan desteğini geri çektiler. Bu noktadan hareketle, batılı devletlerin sultan üzerindeki baskıları, Osmanlı yöneticilerini Bedirxan Bey’e karşı harekete geçmeye teşvik etti. Mereşal Hafız Paşa, görüşmeler yoluyla Bedirxan Bey’in Osmanlı hakimiyetini tanımasını sağlamakla görevlendirildi. Ne var ki Bedirxan Bey görüşmeleri kabul etmedi ve ne yapıldıysa sultandan gelen teklifleri reddederek Kurdistan’ın bağımsızlığını vurguladı. Tarih, 6 Haziran 1847′yi gösterdiğinde Osmanlı ordusu üç koldan başkente saldırıya geçtiler. Harput, Urfa, Diyarbekir, Erzurum, Bağdat ve Musul bölgelerinde bulunan askeri güçler de bu taarruza katıldılar. Osmanlıların sayıca üstünlüğüne rağmen Bedirxan Bey’in kuvvetleri ilk çarpışmada üstünlük elde ettiler. Fakat Bedirxan Bey’in yeğeni ve önemli komutanlarından Yezdan Şer’in esir düşmesi neticesinde gizli cephanelerin yerleri ortaya çıkmış ve silah fabrikası Osmanlılarca ele geçirilmişti. Bu arada Kars, Van ve Muş’ta da Kürt aşiretleriyle Osmanlı askerleri arasında küçük çaplı çatışmalar meydana geliyordu. Bir sonraki çatışmada Kürt beylerinin yardıma geç ulaşması sonucu Bedirxan Bey, kendi birliğiyle Eruh Kalesi’ne çekilmek zorunda kaldı. Osmanlıların kale kuşatması görüşmelere zemin hazırladı 27 Temmuz 1847′de Bedirxan Bey, hiçbir askerine dokunulmaması şartıyla teslim oldu. Bedirxan Bey ve ailesi önce İstanbul’a daha sonra da Girit adasına sürgüne gönderildi. Aşırı nemden dolayı hastalanan Bedirxan Bey, Kürdistan’da ölmek istediğini sultana bildirdiyse de bu isteği kabul görülmedi ve Şam’a sürüldü. Son yıllarını burada yaşayan Bedirxan Bey, 1868′de burada öldü.

No comments:

Post a Comment