Friday 18 December 2009

Bedirxan Bey


1803 yılında Cizre'de dünyaya gelen Bedirhan Bey, 18 yaşında Botan Emirliği'nin başına geçti. Atası yedinci göbekte Bitlis Hanı ve Şerefname'nin yazarı ünlü Şeref Han'a kadar uzanmakta idi. Hükümdarlık Bedirhan Bey'e babadan kaldı.
Bedirhan Bey genç olmasına rağmen çevredeki Kürt beylerine iktidarını kabul ettirdi. Bedirhan Bey, merkezi Cizira Botan olan eski Botan beyliğinin son beyidir.Bedirhan Bey'in hakimiyeti yalnızca Botan bölgesi ile sınırlı kalmadı,genişledi.

Bedirhan Bey’in başarıları ve etkinlik sahsının genişlemesi,Osmanlı yönetimini rahatsız ediyordu. Bedirhan Bey Osmanlı yönetimine vergi ve asker vermiyordu, kendi bağımsız ordu vardı. Bedirhan Bey kısa bir sürede Bitlis,Hakkari,Muş,Van ve Kars Kürt beylerinin ittifakını sağlayarak Osmanlı egemenliğine karşı birlikte ayaklanmayı içeren “Kutsal Antlaşma”yı gerçekleştirdi. Bu birliğe İran Kürtleri’nin büyük beyliği olan Erdelan Beyliği’ni de dahil etmeyi başardı.Birlikte kaleler gözden geçirildi, yeni kaleler yapıldı, silahlar kontrolden geçirilip askeri güç arttırıldı. Bedirhan Bey usta ve uzman kişileri Cizre’ye getirterek, onların yardımıyla biri barut, diğeri ise silah üreten iki atölye kurdu, yerli uzmanların yetişmesi ve Kürt gençlerinin eğitim görmeleri için onları Avrupa’ya gönderdi. Ermeni ve Asuriler’e karşı dostça bir yaklaşım içinde olan ve Kürtlerin Ermenilerle kız alıp vermesini serbest bırakan Bedirhan Bey’in topraklarına yerleşen her köylüye bir miktar toprak verilirdi ve karşılığında elde ettiği ürünün 1/3’ü istenirdi. Vergi oranı Osmanlıların vergisinden daha düşük düzeyde tutulduğu için civar halkın sempatisi artıyordu. Ticaretin gelişmesini sağlamak ve bölgeyi birbirine bağlamak için Van Gölü’nde deniz taşımacılığını geliştiren Bedirhan Bey,modern gemi inşa tekniklerini öğrenmeleri için de Avrupa’ya öğrenci gönderdi. Nihayet 1842’de bağımsızlık ilan edildi; Cizre başkent oldu. Bayrak çekildi, Kürt liderler Bedirhan hükümetini destekleyeceklerine ve koruyacaklarına dair and içtiler.
Alman subayı Helmut von Moltke'nin kaleme aldığı kitabında Evrex Kalesi (Graf von Moltke, Ausgewählte Werke, Berlin 1925)

Süreç Kürt çoğrafyasının Osmanlı İmparatorluğu’nda ayrılması doğrultusunda gelişiyordu. Bu da İstanbul’un yanı sıra Avrupa devletlerini ürkütüyordu. Batlı misyonerlerin teşvikiyle dostça ilişkiler içinde Asuriler’le Bedirhanlar arasında çelişki yaratılmakta gecikilmedi ve bu noktadan propagandayı geliştiren Batılı devletlerin sultan üzerindeki baskıları, Osmanlı yöneticileri Bedirhan Bey’e karşı hareket etmeye teşvik etti. Mareşal Hafız Paşa, görüşmeler yoluyla Bedirhan Bey’i Osmanlı hakimiyetini tanımasını sağlamakla görevlendirildi. Osmanlı paşaları, sultanın hakimeyitini tanımaları için Kürt Beylerine hediyeler yolluyorlar, ziyaret ediyorlardı. Ama tüm bu çabalar sonuçsuz kaldı. Osmanlı birlikleri Haziran 1841’de üç koldan Bedirhan Bey’e karşı saldırıya geçtiler. Harput, Urfa, Diyarbekir, Erzurum, Bağdat ve Musul bölgelerinde bulunan askeri güçler de bu taarruza katıldı. Bedirhan Bey’in kuvvetleri Osmanlılar’ın sayıca üstünlüğüne rağmen ilk çatışmayı kazandılar. Ne var ki önemli komutanı ve yeğeni olan Yezdan Şer’in ihaneti sonunda Bedirhan Bey küçük bir güçle Evrex Kalesi’ne çekilmek zorunda kaldı. Müttefik aşiretlerin yardıma gelememesi ve Osmanlı ordularının sayıca üstünlüğü, Bedirhan Bey’in görüşme ve antlaşma talebinde bulunmasına neden oldu. 27 Temmuz 1847’de Osmanlı yönetimine teslim oldu. Bedirhan Bey ve Ailesi önce İstanbul’a daha sonra da Girit Adası’na sürgüne gönderildi. Son yıllarını Şam’da geçiren Bedirhan Bey, 1868’de burada öldü. Ancak Bedirhan ailesi, uzun süre Kürt tarihinde iz bırakmaya devam etti.

2 comments: